REKL

AYET-İ KERİME

قوات الاحتلال تعتدي على المواطن خالد الغباشي في مخيم الجلزونتقرير علي دار علي

Posted by ‎تلفزيون فلسطين Palestine tv‎ on 12 Haziran 2015 Cuma

19 Haziran 2013 Çarşamba

Herkesin merak ettiği konuyla ilgili konuştu:

KENDİ SOFRALARINDAN YEDİKLERİNİ MÜSLÜMAN BAĞINDAKİ AĞACIN DALINDAN İNSANLARIN ÜZERİNE BOŞALTIYOR! OLMASIN 
HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMEZ DERLER YA! 


Hükümeti Twitter'dan sık sık Gezi Parkı olayları nedeniyle eleştiren eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, şu anda bir basın toplantısı düzenledi. Günay, Ak Parti'den istifa etmeyeceğini söyledi.

AK Partili Ertuğrul Günay, herkesin merak ettiği konuyla ilgili konuştu: "Ben AK Parti'ye çok zor bir dönemde geldim. Hangi niyetle olursa olsun bir başka korku döneminde de sesimi kısmak niyetinde değilim. AK Parti'nin büyük bir kitlesinin benim gibi düşündüğünü düşünüyorum. Benim baştan beri itiraz ettiğimiz, İstanbul'un minareleriyle yarışan betonlarla, özgürlük taleplerin onların da talepleridir. Bunları içerde söylememem, dışarda söylememem gibi Ben gördüğü yanlışa itiraz eden insanlar, seslerini duyurursa burası demokratik bir kurumdur görüntüsü verdiğini sandığım için bunları herkesle paylaşıyorum. Devam ediyorum. sizi belki hayal kırıklığına uğratıyorum ama."
Bir basın mensubunun "İstifa etmeyi düşünmediğinizi söylediniz ama. İhraç bekliyor musunuz?" sorusuna ise şöyle cevap verdi: 
"Tatsız işler konuşmayalım. Şefkat, adalet, merhamet dolu davranışlar göndermeler yapmaya çalışıyorum. Kimsenin aklına kötü şeyler getirmeyin."
"Aslında Genel Kurul'da söz almayı da düşünmüştüm. Ancak başkanlık ve benim aramda sanırım bir kopukluk oldu. Ben de bir basın toplantısının daha iyi olabileceğini düşündüm" açıklamasında bulunan Bakan Günay, ülkemizin üzüntü verici olaylar yaşadığını dile getirdi. İşte Günay'ın açıklamalarından satırbaşları: 
"Sokaklar ve meydanlar farklı nedenlerle bir araya gelen, oldukça öfkeli insanlarla doldu taştı. Haklı bir çevre duyarlılığından yola çıkan anlayışsız, kaba, haksız davranışlar sonucunda ülke düzeyinde belki milyonları aşan insanların alanlara çıkmaya başladı."
POLİS ÖLÇÜSÜZ MÜDAHALEYLE OLAYLARIN YAYGINLAŞMASINA NEDEN OLDU
Böyle olunca bozguncular ve kışkırtıcılarda zaman zaman bu olayların arkasına saklanarak, yurttaşların canına yönelik hareketle toplumun sağlığını tehdit ettiler.
Güvenlik güçleri aldıkları emirlerin katılığı, öncelikle bu bozguncuları yakalayıp teşhir etmek yerine, bazen haksız ve gereksiz, bazen haklı ama ölçüsüz müdahalelerle, olayların yaygınlaşmasına neden oldular. 
Basit ama iyi yönetilemeyen süreçte sanki iktidara karşı, bir iktidar değiştirme hevesi ve hayali ürettiler.
POLİSİMİZ, YURTTAŞLARIMIZ ÖLDÜ
Bir polisimiz ve vatandaşlarımız öldü, gözlerini yitirenler var, evler, araçlar yandı. Birlikte barış içinde yaşama duygumuz, duygudaşlık ciddi biçimde zarar gördü. Ve böyle devam ederse devam edecek.
İnsanları neredeyse çatışma eşiğine getiren bu olayın temelinde bir çevre sorununun, Beyoğlu'nda neredeyse son yeşil alanın, yeşil kalma talebinin masum talebin olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
ÖZELEŞTİRİ YAPMA İHTİYACIYLA YÜZ YÜZE GELECEĞİZ
Olayların boyutları değiştikçe, uluslararası komplodan söz etmeye,iktidara karşı söylenmeye başlandı. Ama bu başlangıç noktasını ve nasıl yönettiğimiz göz önünde bulundurulursa, başarısız yönettiğimiz ortaya çıkacaktır. Özeleştiri yapma ihtiyacıyla yüzyüze geleceğiz.
31 MAYIS'TAKİ ŞİDDET VE İFADELER İSYANA YÖNELTTİ
İlgili ve kamu biriminin, yurttaşların isteklerini değerlendireceğini, ağacın korunmasına, 18 gün sonra yaptıkları gibi söylenmesi, olayın başladığı gün sağlanabilirdi. İlk günden, kökten reddi, başlangıçtan her kesimden İstanbullunun, Ak Partililerin, diğer partililerin, sırf bu birliktelik görülmesin diye, uygulanan 31 Mayıs Cuma sabahının şiddeti ve o gün yine ortaya çıkan, mahkeme kararını hiçe sayan ifadeler insanları neredeyse bir isyana yöneltti. Sokağa çıkan herkes tepki gösteren herkes, Başbakan Yardımcımızın açıklamasına göre 80 ilde neredeyse, o parkı Beyoğlu'nda Taksim'de o parkı o yeşil alanı o ağacın isyanını bilmiyor.
GEZİ PARKI SİMGEYE DÖNDÜ
Gezi Parkı bütün bu hayata karışan ortama itiraz edenlerin, özgürce yaşamak isteyenlerin toplandığı ortak bir alana simgeye dönüştü. "Mesele gezi parkından ibaret değil arkadaş" denilerek de anlatılmak istenen bu, iktidar değiştirmek değil. Bu tepkisi anlamak ve yeni tepkilere yol açmadan sükuneti sağlamak her ülkede öncelikle bizim yönetimin görevidir. Bu insanlar, gençler çoğunlukla bir siyasi partiye yakınlık duymuyorlar. 
YÖNETİM ŞEFKAT İSTER
Yönetim, suhulet nezaket kolaylık yumuşaklık şefkat ister. Husumet, şiddet ve nefretle yönetim olmaz. 
Bizim tarihen ve bugün üzerine durmamız gereken temel ilke budur. Bir iktidar, bir siyasi partinin iktidarı olabilir. Ama hükümet, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütününün hükümetidir. Bütün bir süreç boyunca, suhuletn merhametin adaletin, daha büyümeden, uluslararası medyaya çıkmadan aşabileceğini hep anlatmaya çalıştım. 
EVLERİNİZE DÖNÜN
Bütünüyle yurttaşlarıma da çağrım var. Lütfen evlerine dönmeliler. Elbette düşünce özgürlüğü, yasalara uygun biçimde ifade etme hakları var. Dışarda şu yada bu şekilde, polisin müdahale etmesini haklı kılabilecek bir eylem demokrasiye hizmet etmez. Bunu bütün yurttaşlarımın dikkatine sunmak istiyorum.  Kaynak: Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder