REKL

AYET-İ KERİME

قوات الاحتلال تعتدي على المواطن خالد الغباشي في مخيم الجلزونتقرير علي دار علي

Posted by ‎تلفزيون فلسطين Palestine tv‎ on 12 Haziran 2015 Cuma

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Atatürk Müslüman değildir. Vahdettin'e yalvarıyordu

Gazeteye verilen ilanın yankısı devam ediyor. Times ilancısı yazarın büyük tartışmalara sebebiyet verecek Atatürk tespiti: Müslüman değildir

İngiliz The Times Gazetesi'nde Gezi Parkı destekçileri ilan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kınayan bir İlan vermiş ve dünyaca ünlü birçok tanınmış isim bu bildiriye imza atmıştı. Bildiride Atatürk vurgusu da dikkat çekmişti. Daha sonra ise ilanın İngiltere'deki Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından toplanan parayla finanse edildiği öğrenilmişti.
İmza listesinde İstanbul doğumlu İngiliz yazar Andrew Mango da vardı. Yazarın Atatürk için tartışma yaratıcı ifadeleri olduğu ifade ediliyor. Akşam yazarı Fikri Akyüz bu durumu Twitter'dan gündeme taşıdı. Mango'nun söylemlerini paylaştı. "Atatürk Müslüman değildir. Vahdettin'e yalvarıyordu. Çanakkale'deki başarısı yalan." 

30 Temmuz 2013 Salı

Artık: verileri işletmeciler tarafından ilgili kişinin rızası dahilinde işlenecek.

Haberiniz olmadan kullanılamayacak

Artık cep telefonu abonelerinin kişisel verileri işletmeciler tarafından ilgili kişinin rızası dahilinde işlenecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan 'Elektronik Haberleşme Sektöründe Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Gizliliğinin Korunması Hakkında Yönetmelik' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Vatandaşların elektronik haberleşme sektöründe kişisel verilerinin korunması amacıyla hazırlanan yönetmelikle, kişisel verilerin işletmeciler tarafından işlenmesinde; 'hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olarak, ilgili kişinin rızasına dayalı olarak, elde edilme amacıyla bağlantılı, kaydedildikleri veya yeniden işlenecekleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi' ilkeleri benimsenecek.

Artık, işletmeci tarafından sunulan hizmetlerde yönetmelik ihlal edildiğinde işletmeci bundan sorumlu olacak.

AFET VE ACİL DURUMLAR DIŞINDA KİŞİSEL VERİLER İŞLENEMEYECEK

Yönetmelikle işletmecilere; şebekenin ve kişisel verilerin güvenliğini ihlal eden belirli bir risk olması ve BTK tarafından gerekli görülmesi halinde bu risk hakkında abonelerini etkin ve hızlı bir şekilde bilgilendirme yükümlülüğü getirildi.

Kişisel bilgiler, afet ve acil durum halleri ile acil yardım çağrıları kapsamında abonenin rızası aranmaksızın konum verisi ve ilgili kişilerin kimlik bilgileri işlenebilecek.
Ayrıntılı fatura gönderilen aboneler tarafından talep edilmesi halinde, işletmecilere fatura ayrıntısında yer alan telefon numaralarının kurum tarafından belirlenecek rakamlarının gizlenmesi suretiyle sunulması yükümlülüğü de getirildi.

Ayrıca kişisel veriler yurt dışına çıkarılamayacak.

Düzenlemeler ile birlikte, elektronik haberleşme sektöründe kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunması konularında önemli bir adım atıldı.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Müdahale sonrası 120 kişinin öldüğü bildirilirken,

MISIRDA KATLİAM

Mısır'da katil kurşunlarına meydan oku
Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu ölü sayısı 120'e yükseldi, 4 bin 500 kişi yaralandı.

Güvenlik güçleri Baltacıların da desteğiyle Rabiatul Adeviyye meydanındaki darbe karşıtı göstericilere ateş açıp, gaz bombasıyla müdahale etti. Müdahale sonrası 120 kişinin öldüğü bildirilirken, 4 bin 500 kişinin yaralandığı ve yaralanan kişilerden durumu ağır olanların bulunduğu bildirildi.

Hastane yetkilileri, yaralılardan 300'ünün polisin kullandığı gerçek mermiyle başından ya da göğsünden vurulduğunu, çok sayıda ağır yaralı olması nedeniyle ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini belirttiler.

Hürriyet ve Adalet Partisi Sözcüsü Cihad el Haddad, polisin, ambulansların meydana girişine izin vermediğini ileri sürdü. Meydandan sık sık kan bağışı anonsları yapılırken, kurulu sahra hastanesinde ilk yardım malzemesi sıkıntısı yaşandığı belirtildi.

Yüzlerce yaralıya çok zor şartlarda müdahale edilmeye çalışılan hastanede, cesetleri koymak için yer kalmadığı bildirildi.

Görgü tanıkları meydandakilerin güvenlik güçlerine kaldırım taşlarıyla karşılık verdiğini ve zırhlı araçların meydana girmesini engellemek için barikatlar kurduğunu söyledi.

Polisin meydana açılan Nasır City'deki çevre caddelerden de göstericilere müdahale ettiği ve zaman zaman gerçek mermi kullandığı iddia edildi.

Meydandaki gösterilere katıldıktan sonra evlerine dönen bazı göstericilere ise Ramses Meydanı ve 6 Ekim Köprüsü'nde saldırı düzenlendi.

Saldırılardan dolayı Kahire'nin doğusu ile batısını birbirine bağlayan 6 Ekim Köprüsü trafiğe kapatıldı.

Bu arada İskenderiye Sağlık Müdürü İbrahim er-Rubi, İskenderiye'de darbe yanlıları ile karşıtları arasında meydana gelen çatışmalarda 7 kişinin öldüğünü, en az 270 kişinin yaralandığını kaydetti.

26 Temmuz 2013 Cuma

Koç’un enerji alanındaki Tüpraş, Opet ve Aygaz şirketlerini

Başbakan’ın, Gezi’ye destekle eleştirdiği Koç Grubu’nun üç şirketine baskını özel ekip yaptı. Kaçakçılıkla suçlanan şirketler bir yıl incelenecek. Bakan Mehmet Şimşek ve Taner Yıldız ise iddiaları reddederek incelemenin rutin bir uygulama olduğunu savundu.


Taraf gazetesinin manşetine taşıdığı habere göre Koç’un enerji alanındaki Tüpraş, Opet ve Aygaz şirketlerini kapsayan inceleme için, Maliye müfettişlerinden özel ekip oluşturuldu. Ekibin incelemeleri en az altı ay, en çok da bir yıl sürecek. İnceleme sonucunda, Koç Grubu’na enerji alanındaki lisansların iptali ile yüksek miktarda vergi cezası kesilmesi söz konusu olabilecek.

OPERASYONUN PERDE ARKASI

Koç Grubu’na yönelik operasyonun perde arkası şöyle:

Taraf’ın Maliye Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Koç Grubu’nun şirketlerine yönelik yapılan operasyon “rutin denetim” değil. Geçmiş yıllarda da, kaçak akaryakıt ile mücadele kapsamında TÜPRAŞ’a ve diğer akaryakıt dağıtım şirketlerine, Maliye Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde operasyon gerçekleştirilmişti. Bu operasyon ise Enerji Bakanlığı ve diğer kurumların denetim programında bulunmuyordu. Operasyonu, tamamen Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı yürüttü. Operasyonda, EPDK ve Enerji Bakanlığı gibi birimlerden uzman düzeyinde destek alındı.

İHBAR MEKTUBUNA DAYANDIRILDI
Operasyon kararı ise bir ihbar mektubuna dayandırıldı. Operasyonların dayanak noktasını oluşturan ihbar mektubunda, Koç Grubu’nun enerji şirketlerinde vergi kaçırıldığını, kayıtların düzenli tutulmadığına ilişkin iddialar yer alıyor. İddiaları değerlendirmeye alan vergi müfettişleri, Koç Grubu’nun üç şirketine eş zamanlı olarak inceleme yapılmasını kararlaştırdı.

BİLGİSAYARDAKİ BİLGİLERE EL KONULDU
Operasyon hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde yürüten Maliye Bakanlığı, şirketlerde direnişle karşılaşmaktan endişe etti. Bunun için mahkeme kararı çıkartılarak, emniyet birimlerinden destek istendi. Ve emniyet güçleri ile birlikte, üç şirkete eş zamanlı olarak operasyon düzenlendi. Şirketlerde bulunan evraklar ile bilgisayardaki bilgilere el konarak, bilgilerin değiştirilmesi veya saklanması engellendi.

BİR YIL SÜRECEK
MALİYE Bakanlığı, Koç Grubu’nun üç şirketine yönelik gerçekleştirdiği operasyon için özel ekip oluşturdu. Maliye Bakanlığı bürokratları arasında, “Maliye’nin özel birliği” olarak nitelendirilen kişilerden oluşan ekibin bir kısmı, operasyonda şirketlere giren ekiplerin başında yer aldı. Ekibin bir kısmı da incelemelerini Ankara’da sürdürecek. Operasyonda ele geçen evrakların bir kısmı veya örnekleri Ankara’ya getirilecek. Ve uzman ekipler tarafından Ankara’da incelenecek. İnceleme için, dar ve tam kapsamlı olmak üzere iki seçenek kullanılacak. Dar kapsamlı inceleme en az altı, tam kapsamlı inceleme ise 12 ay sürecek. Bu durum, Koç Grubu’nun şirketleri, seçimler süresince inceleme altında olacak şeklinde yorumlandı. Koç Grubu’nun enerji şirketlerine yönelik yapılan operasyonda, rafinelerden, tanklardan ve diğer depolardan akaryakıt örnekleri de alındı. Bu örnekler, özel kurye ile laboratuarlara gönderildi. Numuneler, kaçak akaryakıt yönünden incelemeye alınacak. Bu incelemelerin ise en az 15 günde tamamlanması bekleniyor.

KOÇ'LARA HAPİS GELEBİLİR
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yürüttüğü inceleme sonucunda Koç Ailesi’nin bireyleri hapis cezası ile karşı karşıya kalma durumu bulunuyor. İnceleme sonucunda gruba verilebilecek cezalar şöyle:

» Üç şirkete de, milyarlarca liralık vergi cezası kesilmesi söz konusu olabilecek.

» Tanklardan birisinde marker bulunmaması halinde, Koç Grubu kaçak akaryakıt satışı suçu işlemiş sayılacak.

» Koç Ailesi, kaçak akaryakıt üretimi ve satışından yargılanma riski ile karşı karşıya kalacak. Mahkeme, bu suçtan dolayı aile bireylerini ve Koç Grubu yöneticilerine hapis cezası verebilecek.

» Bunun dışında vergi kaçakçılığı suçu tesbit edilirse, Koç Grubu bireyleri hakkında yine hapis cezası istemiyle dava açılabilecek.

» Ayrıca Koç Grubu, dağıtım ve üretim lisanslarının iptal edilmesi cezası ile karşı karşıya kalabilir.

İKİ GÜNDE 4.5 MİLYAR UÇTU

Maliye Bakanlığı'nın Koç Grubu şirketlerine yönelik başlattığı ani operasyonun TÜPRAŞ ve Aygaz'dan sonra dün Opet ve Shell& Turcas’a sıçramasıyla grubun Borsa İstanbul'da işlem gören 10 şirketinin hisseleri fena çakıldı. Koç Grubu şirketlerinin piyasa değeri 2 günde 2 milyar 280 milyon dolar yani 4.5 milyar lira eridi.

TÜPRAŞ'IN YARISI 

İSO 500'ün açık ara şampiyonu TÜPRAŞ'ın 5.6 milyar dolarlık piyasa değeri göz önüne alındığında grup şirketlerinin iki günlük değer kaybı neredeyse TÜPRAŞ'ın yarısına ulaştı. Koç Grubu hisselerinin 46.3 milyar dolar olan piyasa değeri 2 gün sonunda 44 milyar dolara indi.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Roman vatandaş, 16 yaşındaki genç kızı göğsünden yaraladı

Bursada 500 kişilik grup dehşet saçtı
Bursa'da komşusuyla çıkan tartışma sonrası tüfeğiyle ateş  TIKLA: 

21 Temmuz 2013 Pazar

Yani bu emeklilerin ayrıca yapmaları gereken bir işlem yok

Asıl sorun kendi işini kuran, ticaret yapan, dükkân sahibi veya herhangi bir şirket ortağı olan emekliler cephesinde yaşanıyor.
Öncelikle hatırlatalım TIKLA:  http://vahdeddinhocam.blogspot.com/2013/07/yani-bu-emeklilerin-ayrca-yapmalar.html

18 Temmuz 2013 Perşembe

9 Temmuz 2013 Salı

Elektronik gözetleme uçağa sahip olan ikinci ülke Türkiye olacak.

Elektronik gözetleme uçağı bugün Ankara'da sessizce denendi. Türkiye, teknoloji seviyesi yüksek bu askeri uçağa Fransa'dan sonra sahip olan ikinci ülke olacak.

Geleceğin uluslararası askeri nakliye uçağı olarak tasarlanan A400M askeri nakliye uçağı, Eylül ayında Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterine girecek. Uçağa; 12 Temmuz'da envanterine sokacak olan Fransa'dan sonra ikinci sahip olan ülke Türkiye olacak. Helikopter, zırhlı araç taşıyabilen, zemini uygun araziye yani hazırlanmış tarlaya bile inebilen uçak, dün sessizce Ankara Etimesgut Havaalanı'na geldi. Komutanlar ile mühendisler, envantere girecek uçağı bugün Ankara üzerinde inceledi. Uçak; asker, kargo taşımanın yanısıra elektronik gözetleme görevlerinde de kullanılacak.
Dün sessizce geldi
Savunma alanında uzman olan C4defence dergisinde, A400M nakliye uçağı konusunda önemli bilgiler yer aldı. Türkiye'nin proje ortakları arasında olduğu ve Eylül ayında Hava Kuvvetleri envanterine katmayı planladığı uçak dün sessizce Ankara'ya geldi. Uçak, dün öğlen saatlerinde Ankara Etimesgut Havaalanı'na indi. Nakliye uçağı, bugün ise komutanlar ve Savunma Sanayii yetkilileriyle birlikte saat 11.27'de Etimesgut'tan havaalandı. Uçak, TAI tesislerinin bulunduğu Kazan'a uçtu. MSN06 kodlu uçak, 12.42'de Etimesgut Havaalanı'na geri döndü. Komutanlar ile mühendisler, uçağı havada inceledi. Prototipleri üretilen nakliye uçağı, ilk kez 12 Temmuz'da Fransa Hava Kuvvetleri'nin envanterine girecek. Türkiye'nin envanterine girecek MSN09 kodlu uçak ise Airbus Military'nin Seville tesislerinde uçuş testlerine hazırlanıyor. Bu uçak, Eylül ayında Hava Kuvvetleri'nin envanterine girecek. Böylece Türkiye, teknoloji seviyesi yüksek bu askeri uçağa Fransa'dan sonra sahip olan ikinci ülke olacak.
Tarlaya bile inebiliyor
A400M nakliye uçağı, 37 ton yük taşıma kapasitesine sahip. Zırhlı araçlarla, helikopter ve obüs toplarını taşıyabiliyor. Uçak, zemini uygun engebeli olmayan toprak araziye, zemini hazırlanmış tarlaya bile inebiliyor. Uçağın envantere girmesiyle Türk Hava Kuvvetleri'nin taşıma ve nakliye hız kapasitesi 2 katına çıkacak. Uçak, envanterdeki C-130'a göre, iki kat hız ve taşıma kapasitesine sahip. Uçak, taşımanın yanısıra elektronik gözetleme görevlerinde de kullanılabilecek.
TURBOPROP MOTORLU
Vikipedi'de uçakla ilgili yer alan bilgiler şöyle:
"Airbus A400M dört turboprop motorlu, Avrupalı milletlerin askeri havadan taşıma isteklerini karşılayabilmek amacı ile Airbus Military tarafından tasarlanmış bir uçaktır. Geleceğin Uluslararası Askeri Nakliye Uçağı (Future International Military Airlifter (FIMA)) olarak başlatılan Proje, C-130 Hercules ve C-160 Transall'ın yerine geçmesi amacı ile Aerospatiale, British Aerospace, Lockheed ve MBB firmaları tarafından 1982'de planlanmıştır. Değişen gereksinimler ve milletlerarası politik görüşler nedeni ile yavaş bir ilerleme sağlandı. 1989'da Lockheed gruptan ayrıldı ve ikinci nesil Hercules, C-130J, üzerinde çalışmaya başladı. Alenia veCASA'in de eklenmesi ile FIMA grubu Euroflag'e dönüştü.
Ortak ülkeler olan Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye, Belçika ve Lüksemburg Mayıs 2003'te 212 adet uçak alımı için imza attılar. Bu ülkeler OCCAR'ı A400M tedarik yönetimi ile görevlendirdiler.
İtalya'nın projeden çekilmesinin ve tedarik sayısının gözden geçirilmesinin ardından gereksinim, 180 uçak için, ilk uçuşun 2008 ve ilk teslimatın 2009'da olacağı şekilde değiştirildi. 28 Nisan 2005'de Güney Afrika da ortaklık programına dahil oldu.
AIRBUS A400M, aslen yerine geçmesinin tasarlandığı eski versiyon Hercules ve Transall'ın nakliye ve menzil değerlerinin üstüne çıkacak. Kargo kapasitesinin, hem hacim hem de ağırlık olarak varolan uçakların iki katına çıkması beklenmektedir ve menzil de büyük ölçü de arttırılmıştır. AIRBUS'ın diğer uçakları gibi, A400M'in bütün bilgilerin büyük renkli ekranlarla görüntülenebilmesine izin veren cam kokpit ve fly-by-wire gibi yenilikleri ile şu anda çoğu ülkenin kullandığı eski C-130 ve C-160'lara göre teknolojik bir atlama sunacaktır.
AIRBUS A400M, kargo taşıma, asker taşıma, MEDEVAC, havadan havaya yakıt ikmali ve elektronik murakabe(gözetleme) gibi görevleri de içeren birçok konfigürasyonda çalışacaktır.

5 Temmuz 2013 Cuma

Mısır'la ilgili bilgiyi ilk kez paylaştı VE BAŞBAĞLAR

Erdoğan, Mısır'la ilgili bu bilgiyi ilk kez paylaştı


Erdoğan sözlerine Başbağlar Katliamı'nda katledilen vatandaşları anarak başladı..
Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle;
-Amacımız yurtdışında çalışan bilim insanlarımızın tecrübelerini Türkiye yansıtabilmektir.
-Vatanınıza, milletinize, Türkçe'ye vefa borcunuz var. Bu borcu ödemenin yolu sizlerin ardından gelenleri sizin gibi yetişmelerini üstlenmektir.
-Türkiye bilim teknolji ve eğitimde büyük bir değişim gerçekleştirdi. Dünyanın gözünde cazibe merkezi olduk.
-Yılda bir kez kurultay yaparak sizin bilgi ve tecrübelerinizden faydalanmaya yetmez. BU konuda ilgili bakanlğımız gerekeni yapacaktır.
-Sizler Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı sağlıyorsunuz. Türkiye çok büyük değişim ve gelişim yaşarken bunu yurtdışında anlatmak çok büyük önem arz ediyor.
MISIR KONUSU
-Türkiye içinde bulunan coğrafyada en eski devlet geleneğine sahip ülkledir. Diğer ülkelerden çok farklı yerdedir.
- Türkiye ile Mısır eski devlet tecrübesine sahip iki devlettir. Mısır'la Türkiye ortak medeniyetin buluştuğu ve halkları gerçek kardeş ülkedir. İstanbul ne ise Kahire de odur.
-Mısır'ın ve Türkiye'nin gelenek görenekleri birbirine benzer.
-Mısır halkı Türkiye'nin yakın tarihinin iyi okumalı. Halkın çoğunluğunun Müslüman olduuğu ülkeler için Türkiye iyi bir referanstır.
-Her askeri darbe Türkiye ekonomisini felç etti, kazanımlarını kaybettirdi.
-Dünyanın neresinde olursa olsun seçilmişlere karşı yapılan darbeler kötüdür, darbelerin hedefi demokrasidir.
-Ben şu anda batıya şaşıyorum. Hala buna darbe diyememiştir. Bu arada Afrika Birliği'ni tebrik ediyorum. Çünkü darbe nedeniyle Mısır'ın üyeliğini askıya almıştır.
-Yaşam ve ölüm ne kadar zıtsa demokratik darbe de o kadar zıt ve anlamsızdır.
-'Darbeler kötüdür ama ..' diyenler de oluyor. Darbenin aması lakini olmaz.
EĞER MURSİ HATALIYSA HALK SANDIKTA ÖDETİR
-Mursi'nin hatası varsa o hatayı halk sandıkta ödetir.
-Ordunun yaklaşımı demokraiyla bağdaşamaz. Bunlara sesiz kalanlara darbeler kadar kötüdür.
-Demokrasi çifte standartı kabul etmez. Sandık demokrasinin namusudur. Sandığa saygısı olmayan kendisi ve halkına saygısı olmaz.
-Sandığın dışında bir demorasi kuralı yoktur. Sandıkla gelen iktidar demokrasiyi rafa kaldırma hakkına sahip değildir.
-Mursi'nin görev yaptığı 1 yıl içinde dünya Mısır'a hiç destek vermedi. VE bunlar Mısır'ın ipini çekmeye çalışmıştır.
-Ama Yunanistan'a 1 milyar avro veren batı Mısır için çifte standart uygulamıştır.
AVRUPA'YA ELEŞTİRİ

-Bugün Mısır'da, yanlışa sessiz kalanlar yarın bir başka yerde yapılanı eleştirme hakkına hiç bir zaman sahip olamayacaklardır.
-Özellikle Avrupa Birliği, Mısır'daki darbeye gereken tepkiyi göstermeyerek, Mısır'daki darbeye 'barbe' bile diyemeyerek, kendi ilkelerini bir kez daha ayaklar altına almıştır.
-Avrupa Birliği muktesebatını tekrar açıp okumalarını kendilerinden istiyorum

-Mısır'a destek vermeyenler bugün Mısır'ın ipini çekenlerdir.
-Sandıkta oy kaybedenler çoğunluğu yok saymaya çalıştılar ve darbeyi darbecileri alkışladılar.
-Çoğunluğun azınlığa zulmedmesine hayır ama azınlığın çoğunluğa dayatmasına daha da hayır diyoruz.
-Mısır'daki demoratik kuralların derhal devreye girmesini bekliyoruz.  Keyfi tutuklama ve gözaltılar için endişeliyiz.

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Şu anda Cumhurbaşkanıyım, aynı zamanda ordunun komutanıyım

Mursi'nin söz konusu askeri darbeyi kabul etmediği ve Mısırlıları darbeye karşı durmaya çağırdığı bildirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Mursi'nin söz konusu askeri darbeyi kabul etmediği ve Mısırlıları darbeye karşı durmaya çağırdığı bildirildi. Açıklamada Mursi'nin "Şu anda Cumhurbaşkanıyım, aynı zamanda ordunun komutanıyım" dediği ifade edildi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı, "Mısır'da şu an durum değişken olduğu için askeri darbe yapılıp yapılmadığını söyleyemeyiz" açıklaması yaptı. ABD'nin Mısır'da oluşan şartlardan büyük endişe duyduğunun belirtidiği açıklamada, Mısır'daki tüm tarafların müzakere ve şiddetin azlatılması için adım atmaları istendi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ise Mısır halkının endişelerine karşı daha duyarlı olması talep edildi. Barışçı siyasi çözümün Mısır için en iyi seçenek olduğu kaydedildi. ABD, İngiltere ve Kanada'nın Mısır'a gidilmemesi için seyahat uyarısı yayınladığı belirtildi. El Ahram sitesinin haberinde, söz konusu ülkelerin Mısır'daki vatandaşlarını tahliye etmek için uçak göndereceği belirtildi.
MISIR'DA ORDU YÖNETİME EL KOYDU
Gün boyu sıcak gelişmeler yaşanan Mısır'da geçiş döneminin ardından Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri yapılacağı bildirildi.Mısır resmi haber ajansı, kurulacak geçiş hükümetinin ardından parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağını açıkladı.El Ahram Gazetesi Türkiye saati ile saat 20.00'de 'Mursi artık Mısır'ın Cumhurbaşkanı değildir' açıklaması yaptı.
MISIR ORDUSU'NDAN AÇIKLAMA
Mısır'da yönetime el koyan ordu adına Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah el Sisi açıklama yaptı. Açıklamada ordunun geçici olarak yönetime el koyduğunu ve geçici bir hükümet kurulacağını söyledi. Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah el Sisi açıklamasını şu şekilde yaptı:
"Silahlı kuvvetler kendi görevleri çerçevesinde yönetimi davranmıştır. Bu bağlanda durumu sakinleştirmek için siyasi güçler arasında ulusal uzlaşıyı sağlamak için çalışmıştır. Geçen kasım ayında tüm siyasi hareketlere çağrı yapılmıştır. O zamandan bu zamana kadar bu çağrılar devam etmiştir. Silahlı kuvvetler tekrar tekrar stratejik durumu değerlendirmiştir. Buna ülkenin karşı karşıya kaldığı durum değerlendirilmiştir. Silahlı kuvvetlerin rolü içerde yaşanan sorunları ve tehlikelerden ülkeyi kurtarmaktır. Bu çerçeve içerisinde Cumhurbaşkanı ve sarayla birlikte 2013'te genel komutanın görüşünü dile getirmiş ve Mısır halkı üzerindeki misyonunun altını çizmiştir. 48 saatlik sürenin sonunda halkın amaçlarına ulaşılamamıştır.
Silahlı kuvvetler çeşitli liderler, gençler, siyasilerle görüşmeler gerçekleştirmiştir. Görüşmelere göre güçlü ve istikrarlı bir Mısır oluşturulacak. Herkesi kapsayacak., çatışma sonlandırılacak ve bir yol haritası oluşturulacak. Bu çerçevede anayasa askıya alınacak. Anayasa Mahkemesi başkanı mahkeme önünde yemin edecek. Bunun sonunda cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilecek.
Anayasa Başkanı anayasak deklerasyonlar yayınlama hakkına sahip olacak bu geçiş sürecinde. Daha sonra bir hükümet kurulacak. Ve bütün kesmi kapsayan bir komite anayasal değişiklikleri gözden geçirecek. Daha sonra da parlemento seçimleri gerçekleştirilecek.
Medya için yeni etik değerleri oluşturulacak. Ve gençliğin bundan sonraki süreçte güçlendirilmesi için bir uzlaşı komisyonu oluşturulacak. Silahlı kuvvetler Mısır halkına, bütün farklı grupları bir araya getirerek, barışçıl protesto haklarına sahip çıkıp kan dökülmesini engelleyecektir.
Silahlı kuvvetler hem polis gücünü hem de yargıyı bir kez daha selamlamaktadır. Hem yaptıkları fedakarlıklardan dolayı hem de Mısır halkının güvenliğini sağladıklarından dolayı selamlamaktadır."

MISIRDAKİ DARBEYİ YORUMLADI Mısır darbesine ilk açıklama

Hüseyin Çelik, Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili, "Muhammed Mursi, ordunun tavrına direnir mi, direnirse iç çatışmalar çıkar mı? Bunu şimdilik bilemiyoruz ama ordunun 2 gün önce verdiği muhtıra karşısında Mursi'nin boyun eğmeyen tavrını takdir etmek gerekiyor. Mursi'nin tanklara, toplara direnecek hali var mı? Bunu bilemiyoruz. Mursi taraftarları, ordu ve Mursi karşıtlarıyla çatışırsa kan dökülür. Bunu tasvip etmeyiz" dedi. Mısır'daki krize ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Çelik, bu ülkede halkın iradesiyle seçilmiş iktidara karşı önce muhtıra verildiğini şimdi de fiili olarak darbenin gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu darbenin dış desteği de var. Bazı batı ülkeleri, Müslüman Kardeşler hareketinin iktidara gelmesini hazmedemediler, hazmetmek istemediler. Önce meydanları hareketlendirdiler, sonra muhtıra verdiler, şimdi de darbeyi yaptılar" diye konuştu.Mısır'daki tablonun 1960 ve 1980 darbelerinde Türkiye'de yaşananlara benzediğini dile getiren Çelik, "Bu, geri kalmışlık göstergesidir, bu tablonun Mısır'da yaşanması bizi üzüyor. İran, Mısır dost ve kardeş ülkedir. İslam ülkeleri içerisinde önemli bir yere sahiptir" ifadesini kullandı. 
"Askerler, ekonomiyi düzeltemez"
Çelik, Mısır'da bundan sonra oluşacak tablonun ülke ekonomisinin düzelmesine yardımcı olmayacağını belirterek, "Askerler, ekonomiyi düzeltemez. Mısır ekonomisi, büyük ölçüde turizmle ayakta duruyordu. Bu süreç, turizme, dolayısıyla Mısır ekonomisine ve Mısır halkına ağır darbe vurmuştur. Bazı batılı ülkelerin, 'can suyu' gibi sınırlı maddi destekleri olabilir ama bu ekonominin düzelmesine çare olmaz" değerlendirmesinde bulundu. 
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin "Bileğinin hakkıyla" seçimleri kazandığını aktaran Çelik, "Mursi, Hüsnü Mübarek döneminden kalan bürokrasinin organize ettiği ve sonuçlanması haftalarca süren seçimleri bileğinin hakkıyla kazandı. Hüsnü Mübarek zihniyetinin gözetiminde yapılan seçimlerde, Mursi ile beraber demokrasi kazandı" dedi.

Çelik, şunları kaydetti: "Muhammed Mursi, ordunun tavrına direnir mi, direnirse iç çatışmalar çıkar mı? Bunu şimdilik bilemiyoruz ama ordunun 2 gün önce verdiği muhtıra karşısında Mursi'nin boyun eğmeyen tavrını takdir etmek gerekiyor. Mursi'nin tanklara, toplara direnecek hali var mı? Bunu bilemiyoruz. Mursi taraftarları, ordu ve Mursi karşıtlarıyla çatışırsa kan dökülür. Bunu tasvip etmeyiz. Ancak Mursi ve Mursi yanlıları, 'bu darbeyi içine sindirsin' demiyoruz. Mursi'yi iktidara getiren geniş kitlelerin kendi oyuna, kendi namusuna sahip çıkması gerekiyor."

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Olaylarda yüzlerce Türk yaralandı ve tutuklandı.

Tesettürlü ve sakallı insanları araçlarına alanlar trafikten men ediliyor. Bu sebepse kimse taksi ve otobüslerine müslümanları almıyor.

Bu gün 30 Haziran 2013 tarihinde Türkiye saatiyle 14:00 da kaşgara bağlı tüm nahiyelerde tank ve panzerler yürütüldü, Çin Kominist Devleti Doğu Türkistan sokaklarında terör estiriyor.. 2009 yılında ''Urumçi'' katliamının bir ikincisi yaşanmasından endişe duyuyoruz diye haber merkezimize ulaşan Uygur’lu Müslümanlar, yüzlerce Müslümanın gözaltına alınıp cezaevlerine götürüldüğünü ve bu götürülen Müslümanlardan bilgi alamadıklarını bizlere bildiriyor.

Doğu Türkistan’da Urumçi ve Turpan’da başlayan olaylarda Doğu Türkistanlı 50 Türk Şehit olmuştu. Kaşgar ve Hoten vilayetlerinede sıçrayan olaylarda yüzlerce Türk yaralandı ve tutuklandı.

Kaşgara bağlı tüm nahiyelerin sokaklarında kominist terörü estiren Çin, sokak giriş ve çıkışlarında seyyar barikatlar kurmuş durumda. Ufak bir kıvılcımla seyyar barikatleri kapatarak, Uygurların Katliamdan kaçmasına bile izin vermemeyi planlıyor. Kışlalarda askeri araçları hazır durumda tutan Kominist sistem, seyyar barikatleri de silahlandırmayı ihmal etmedi.

Tüm dükkan şirket vs ticarethanelere ani baskınlar düzenleyen Çin, dini faaliyet ile alakalı dvd, vcd kitap gibi sesli ve görüntülü islami doküman arayışı içersinde. İslami kitap VCD gibi metaryaller bulunduran dükkanlar mühürleniyor. Hastahane, taksi, halk otobüsü gibi araçlara sakallı peçeli insanların binmesi yasaklandı. Tesettürlü ve sakallı insanları araçlarına alanlar trafikten men ediliyor. Bu sebepse kimse taksi ve otobüslerine Müslümanları almıyor.
Türkistan İslam Bülteni Haber Ajansı